EĞİTİME CORONA BULAŞTI
Coronanın dünyayı etkisi altına aldığı şu günlerde
sağlığımızı, sevdiklerimizin sağlığını, toplum sağlığını
koruma amaçlı istem dışı kararlar alındı ve hayatımızda
çok şey değişti. Değişikliklerle birlikte yeni
alışkanlıklarımız oluşmaya başladı. Alınan kararlar
doğrultusunda yaptırımlar uygulanmaya başlandı.
Alınan kararların en önemlilerinden biri çocuklarımızı
koruma amaçlı okulların kapatılmasıydı. Okullar yaklaşık
yirmi gün önce kapandı ve belki de ikinci dönemin
sonuna kadar açılmayacak. Coronanın ne şiddette
ilerleyeceğini bilemediğimiz için ileri tarihte neler
yaşayabileceğimizi kimse öngöremiyor ve plan-program
yapamıyor.
Okulların kapanış sürecinin uzayacağını gören Milli
Eğitim Bakanlığı evde kalan çocukların eğitimi
aksamasın diye EBA ve televizyon programlarıyla eğitim
verme mücadelesine devam ediyor. Devlet okulu
öğretmenleri EBA ve televizyon programları sayesinde
rahatlayıp derin nefes alırken, özel okul yönetici ve
öğretmenlerininde aynı rahatlama ve dinlenme ortamı
var diyemeyeceğiz. Özel okullar kendi kurguladıkları,
satın aldıkları, keşfettikleri programlarla hem öğreniyor,
hem öğretmenine öğretiyor hem de öğretmenin
öğrencilerine ulaşıp “online uzaktan eğitim” vermelerini
sağlıyor. Hep birlikte paniği atlatmış olsak da kaygılar
devam ediyor. Yaşanan bu süreçte sekiz ve on ikinci
sınıf öğrencilerini ve ebeveynlerini gayet iyi anlıyoruz.
Gelecek kaygısı ve yaşanılan belirsizlikler, çocuğun geri
kalacağı, sınavı kazanamayacak iyi bir okula
yerleşemeyecek düşüncesi gerçekten çok zor. Aynı
kaygıları bizler de yaşıyoruz, bizler sene başında
heyecanla plan programımızı oluşturup, aylarca eksiksiz
istediğimiz doğrultuda başarıya doğru emin adımlarla
ilerlerken istem dışı gelişen olayla tekrar başa döndük.
Online eğitim için yeniden plan-program hazırlayıp
ayağımız taşa takılmadan yola devam etmeye
çalışıyoruz.
Yapılan online çalışmalarda bazı kurumlar “en iyi
online eğitimi biz veriyoruz, en iyi program bizde, en
özverili çalışan öğretmen bizde!” şeklinde gündem
yaratıp velilerin kaygılarını gidermeye çalışıyorlar.
Zaman zaman bazı kurucular bunu şova
dönüştürmekten geri kalmıyor. Yaşanan bu süreçte
gerçekten eğitime gönül vermiş, öğrencileri için en
iyisini en güzelini yakalamaya çalışan bu doğrultuda
öğretmenlerini yönlendiren, sürekli araştıran daha
iyisini yapmaya çalışan kurucularımızı da görmezden
gelemeyiz.
Kimi ebeveynler ise; verilen hizmete ikna olup
çocuğunu kurumun online eğitimine teslim edip süreci
sağlıklı bir şekilde baskılamadan, boğmadan takip
ederken öte yandan da çocuğunun gittiği okulla kendini
ön plana atmak isteyen veli, öğrencinin ödevlerini,
online çalışırken çektiği fotoları vs sosyal medyaya atıp
“işte bizim okulun farkı” demekten geri kalmıyor.
Oysaki ödevin içeriğinden bile bihaber! Veliler arasında
bazen o kadar sınırlar zorlanıyor ki arkadaş
guruplarında muhabbetler “benim okulum senin
okulunu döver” noktasına kadar gelebiliyor. Kendini
çocuğunun evde aldığı eğitime kaptıran o kadar çok
ebeveyn var ki! İlk haftanın şaşkınlığını atlatıp
şimdilerde öğretmenlere plan sunup yol göstermeye
başladılar. Tatil süreci uzarsa yakında “diplomasız
öğretmen” sayımızda artış olacak demedi demeyin!
Sonuçta kurucularımız, öğretmen ve velilerimiz çocuklar
için en iyisi en güzeli olsun istiyorlar. Ama lütfen biraz
sabırlı olalım, öğretmenlerimizin maddi-manevi
şartlarını bilmeden bir şeyleri yaptırma yolunda
zorlamaya gitmeyelim. Bugün konuştuğum eski bir
öğretmen arkadaşım, gündüz online eğitimde
anlatabilmesi için gece yarılarına kadar içerik
hazırladığını ve bunun için teknolojik alt yapısı ve
internet bağlantısının yeterli olmadığını anlattı. Üstelik
arkadaşım büyük zincir bir kurumda. Finansını zor
dengeleyen küçük kurumlarda çalışanlar ne yapsın?
Herkes okullar tatil öğretmenler evde yatıyor diye
düşünürken özellikle bir çok özel okul öğretmeni evde
eğitim savaşı veriyor. Tatil sandığımız bu günlerde
öğretmenler biran önce okula dönmek ve sınıflarında
eğitim vermek için dua ediyor. Yeterli teknoloji alt yapıprogramlar olmadan, çocuklara dokunmadan,
gözlerinin içine bakmadan, minicik yüreklerini
hissetmeden verilmesi gerekenler bir yere kadar
veriliyor.
Zorunlu evde olduğumuz bu günlerde lütfen ders
çalışması konusunda çocuklarınıza baskı yapmayın. Eğer
çocuk gülüşünü derse katamıyorsa akademik
başarısının, akranlarından önde olmasının hiçbir anlamı
kalmıyor. Mutlu çocuk öğrenir, mutsuz çocuk ezberler.
Öğrenene bir ömür boyu hatırlar ezberleyen sonraki
gün unutur gider...
Bu süreci birde bizler için düşünün! Tatil günlerinde
dahi çocuklarımız okulda yok diye garip bir sessizlik
çöküyor, sanki sınıfların koridorların duvarları ağlıyor.
Bizler de sağlıkla, huzurla bir an önce çocuklarımızı
kucaklamak istiyoruz. Yaşadığımız bu süreçte lütfen
sizlerde sabırlı olun öğretmenlerimize destek olun.
Bizler sizlerin kaygılarını anlıyoruz lütfen sizler de
bizleri anlayın. Sizler çocuklarınızın günlük ders-ödev
durumlarını takip edin geri kalacak diye baskıyla
öğretmeye kalkmayın lütfen. Çocuklarımız okula geri
döndüğünde bizler eksiklerini zaten tamamlayacağız.
Yaşanılan bu sıkıntılı günlerde sizler olabildiğinizce
çocuklarınıza öğretmen değil anne-baba olun oyunlar
oynayın, şarkı söyleyin, dans edin, kitap okuyun, kek
yapın. Baba memleketinizi anlatın unutulmaya yüz
tutmuş kültürünüzden, gelenek göreneklerinizden
bahsedin. Çocuğum geri kalacak endişesiyle baskı
yapmak yerine okumayı zevkli hale getirerek, çocukların
anlayarak hızlı okumalarını sağlayın. Okuma hızı arttıkça
anlama oranı da artar. Yavaş okuyan öğrenci aradaki
zamanda zihinde başka düşünceler geliştirecek ve
anlama kalitesini düşürecektir.
Gel gelelim madalyonun öteki, yüzüne!
Yurdumuzun bir çok bölgesinde bulunan köylerimizde,
şehirde olup maddi imkansızlıklara boğuşan ailelerle vs
yaşayan çocuklarımızı hatırlamak lazım. İnterneti
olmayan evler, EBA-internet üzeri programlar
kullanmayı beceremeyen, çocuklarını nasıl
yönlendireceği bilemeyen annelerimiz, babalarımız! Bir
sonraki yazımda imkansızlıklarla eğitim-öğretim
sürecini tamamlamaya çalışan çocuklarımızın
yaşadıklarını sizlere anlatacağım.
İstem dışı yaşadığımız bu süreci en kısa zamanda en az
zararla atlatacağız. Yine zilimiz çalacak ve çocuklarımız
koridorlarda koşacak, online gönderilen selamların
yerini kocaman kucaklaşmalar gülücükler alacak.
Sağlıklı günler dileriz
Saygı ve sevgilerimizle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder