18 Temmuz 2018 Çarşamba

Oy Fate Ez Kurban…!

Oy Fate Ez Kurban…!
Fate yaşamı boyunca kim bilir kaç kez kendini kurban etmişti.Yarine , anasına, babasına, evladına..Fate’nin doğduğu coğrafyada yoksulluktan kaçışın yolu yoktu.Hayal kurmak lüks sayılırken yaşamında acılarla yoğrularak kendini kurban etmişti Fate yaşadığı coğrafyanın törelerine, kültürüne.Yokluk içerisinde doğduğu topraklarda başlamıştı Fate’nin bahtsızlığı sevgiden şefkatten yoksun, evin büyük kızı olmasıydı kısa ömrüne badireler sığdırmış on beşine gelmişti Selvi boyu, şimşek gibi çakan zeytin karası gözleri, al yazmasının altından beline kadar uzanan sevda kokan saç örgüleri ile dönemin artistlerine taş çıkartacak kadar kıskandıran bir güzelliği vardı. Babası kız çocuğunun okula gitmesini gereksiz bularak küçük yaşlarda tarlada ırgat olarak çalıştırmaya başlamıştı, bu Fate’lerin kaderiydi, onlar doğmadan yazılan. Akşam tarladan yorgun argın eve dönen Fate evde kardeşlerine bakar, yemeklerini yedirir üstüne birde ağabeylerinden dayak yerdi.
Kadın dövmek sıradan bir olaydı coğrafyada..
Köyün yağız yakışıklı delikanlısına âşık olmuştu. Tarladan dönerken gizli gizli bakışır geleceğe dair hayaller kurardı. Hayalleri çok kısa sürdü Fate’nin sevdiğine varamadı, sevdiği erkek törelere kurban edilmişti. Aile komşu köyde bir aileyle arsa anlaşmazlığına girer, silahlar konuşur ölümler yaşanmasın diye olay berdele kadar dayanır. Mustafa’nın ablası o aileye gelin verilirken Mustafa’dan beş yaş büyük evin kızı Mustafa’ya eş olarak getirilmiştir. Kaç kişinin umutları, hayalleri, geleceği bir karış toprağa feda edilmişti.
Fate’nin Mustafa’yla sevdası kurban edildi törelere…
Fate iyice serpildi, köyde herkes onun güzelliğini konuşuyordu.Babası kahvede köyün zengini Abdo ağanın engelli oğluna kesmişti Fate’nin sözünü masa başında verilen sözler bir insani hiçe sayan töreler,baba köyde tarlada otururken gururla kızını iyi şartlarda verdiğini anlatıyordu böyle bir anlaşma yaptığı için içten içe mutluluk duyuyordu,.Fate sesini çıkaramıyordu, oysa Abdo ağanın oğlunun hasta olduğunu tüm köy biliyordu, Fate umutsuzluğa yelken açıyordu acı denizinde,kadere isyan etse, itirazını dile getirse faydası yoktu biliyordu babası ve ağabeyleri karar vermişti .Aslında başlık parası, abisine silah, aile rahat geçim sağlasın diye bir inek beş koyuna satılmıştı Fate…
Düğün günü gelmişti zeytin karası gözleri ağlamaktan şiş, yüreği acıdan sızlıyordu. Düğün alayı kefen giymiş Fate’yi almaya geliyordu, atların nal sesleri evin dışından silah sesleri içinde geliyordu. Ağa düğünü koyunlar kesilir, köy halkı çağrılır sofralar kurulu davetler verilir, bir kuş sütü eksik kaldı deseler de ağa masalarına kuş sütü de konulurdu, gelen misafirlere yapılan hizmet bir gösterişe benzerdi, o kadar çok aç varken çevrede… Aşiret liderleri, karakol komutanı ve bir takım devlet görevlilerine özel hizmet ederdi marabalar..Büyük konağın bahçesi eli silahlı insanlarla doluydu atın üstünde titriyordu Fate… Tek göz bir ev ve bir konağa gelmek düşündü Fate neden herkes farklı yaşamlar yaşar diye. Havaya sıkılan kurşunlar belki de bir ailenin geçimini sağlayabilecek tutardaydı..onlara göre gücün, erkekliğin hava atmanın göstergesiydi. Zaman zaman kaza kurşunlarıyla biri ölse de yine de kendine göre gelenek saydıkları düğünlerde özel günlerde havaya ateş açma alışkanlıklarından vazgeçmiyorlardı. Bedi, Abdo ağanın zihinsel sorunları olan kumral, yeşil gözlü, Selvi boylu, iri yapılı sorununda dolayı hep acıdığı ve çok ilgilendiği oğluydu. Bedi olanları tam kavrayamayıp etrafına gülücükler saçarak bakıyor, elindeki boş silahla oynuyordu, yanında bir maraba sürekli ağzındaki salyayı temizliyordu. Davul zurna sesleri köyü inletiyor coşku arttıkça artıyordu. Bedi bir anda kendini kaptırmış halay çekenlere karışmış göz ucuyla beyaz kefen giymiş artık imam nikâhlı karısı olmuş Fate’yi seyrediyordu. Damlarda düğünü izleyen çocuk kadın sayısı artmıştı. Her geçen saniye silah sesleri artıyordu şuursuzca açılan birileri ölecek diye düşünen yoktu hem ölse de çok önemli değildi ağanın düğününe kurban olacaklardı. Birden yere ayağında körüklü siyah çizmesi, beyaz gömlekli, siyah yeleğiyle biri düştü ağanın yani başında ve bedi vurulmuştu.
Oy Fate ez kurban..
Yeni başlıyordu Fate’nin acı dolu hikâyesi.
Fate kim bilir kaç kez daha kendini kimlere nelere kurban edecekti…



http://www.urfanatik.com/oy-fate-ez-kurban-makale,1246.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder