ÖNYARGILARIMIZI
BIRAKALIM
Görmüyoruz;
sadece bakıyoruz. Kendi içimizde sorguluyor, karara varıyoruz. Bir nevi
yargısız infaz gerçekleştiriyoruz. Kişi ya da olayları detaylara inip nedenini
öğrenmeden kendi düşüncelerimize göre sonuçlandırıyoruz. Adaletsiz bir şekilde
düşünüyoruz ve önyargı ortaya çıkıyor. İşin daha da vahim tarafı yaptığımız
yanlışın farkına varmıyoruz varamıyoruz. Zamanla da bu durum doğal hale
geliyor. Beynimiz her şeyi normal olarak algılıyor.
Önyargılar
zaman zaman kişinin yanında olmak, yapıcı ve olumlu düşünmek gibi olsa da
genellikle olumsuz düşünceler ve yaklaşımlar olarak ortaya çıkar.Beynimize
sinyalleri gönderirken neden, niçin ya da nasıl diye düşünmeden karar aldığımız
için direkt yargılar, yıkıcı düşünceler içerisine gireriz.Önyargılar çoğunlukla
davranışa hatta eyleme dönüşebilir.Süreç içerisinde olaylara ya da kişilere
yönelik dışlamalar başlar.Kişilerin etnik kökeni, cinsiyeti, dili, dini,
ırkı,mesleği, diploması hatta kazandığı gelirin rakamına mal varlığına
bakarak olayları dar bir çerçeveden
yorumlarız.Bu doğrultuda alınan her karar bizi bir sonraki süreçte yanlış yola
ve karara itiyor.Maalesef son dönemlerde toplum olarak her geçen gün
önyargılarımız ciddi şekilde artış göstermektedir.Kendi egolarımız
doğrultusunda hareket ettiğimiz için farklı tutumlar içerisine girip hem
kendimize hem de karşımızdakine zarar verebiliyoruz.Olayları doğru
değerlendirip beynimizin sınırlarını aşamıyor, bir noktada takılıp kalıyoruz.
Oysaki
beynimiz mükemmel yaratılmıştır. Muhakeme etmeyi becerip düşüncelerimize doğru
yön verebiliriz.Duygularımızı özgür bırakıp taraflı düşünmediğimiz vakit;
yanlış düşüncelerden kurtulup doğruları görebiliriz.Mantığımızın sesini
dinlediğimizde bize gerçeği gösterecektir.Biz ne şekilde düşünmek istiyorsak,
beynimiz onu o şekilde tasdikliyor.
Önyargılarımızın
hayatımızı nasıl etkilediğini doğru saptamamız gerekir.Aslında önyargılarımızın
farkına varıp düşüncelerimize yön verip bu durumdan kurtulabiliriz.
Yalnızca
gözlemimiz yetmiyor davranışlarımızı analiz ederek duygu ve düşüncelerimizi
tartıp içimizdeki duygulara yön vererek önyargılarımızdan bir parçada olsa
ruhumuzu arındırabiliriz.O zaman daha mutlu bireyler olacağız ve
çevremize,topluma huzur, mutluluk ve güven vereceğiz..
İnsanlığın varoluşundan buyana ön yargı insanın tabiatıyla günümüze
kadar varolan ancak hiçbir dönemde insanlıkla bağdaşmayan bir duygudur.Geçmiş
yıllarda yaşandığı iddia edilen gelincik hikayesi ön yargılarımızdan arınmamız
gerektiğini en güzel şekilde ifade ettiği için yazımla birlikte sizlerle
paylaşmayı uygun gördüm.Umarım sizlerde beğenir kendinize göre bir ders
çıkarırsınız.
Uzaklarda bir köyde, kocası, çocuğu doğmadan ölmüş, tek başına yaşayan
hamile bir kadın vardı. Kadın, kendisine arkadaş olması için dağda yaralı
olarak bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye başladı.
Gelincik kadının yanından bir an bile ayrılmazdı. Her ne kadar vahşi bir
hayvan olsa da, oldukça uysallaşmıştı. Gelincik kadını çok sevmişti.
Birkaç ay sonra, kadının çocuğu doğdu. Tek başına tüm zorluklara göğüs
germek ve yavrusuna bakmak oldukça zordu.
Günler geçti. Kadın bir gün birkaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak
ve yavrusunu evde bırakmak zorunda kaldı. Gelincikle bebek evde yalnız
kalmışlardı. Kadın, gelincik bebeğine zarar verir mi diye, aslında endişeliydi?
Ama mecburdu. Aradan biraz zaman geçti ve anne eve geldi. Gelinciği ve kanlı
ağzını gördü! Anne çıldırmışçasına gelinciğe saldırdı ve oracıkta öldürdü
hayvanı. Tam o sırada içerdeki odadan bir bebek sesi duyuldu. Anne odaya
yöneldi?. Ve odada beşiği, beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin yanında duran
parçalanmış yılanı gördü…! (Ken
Blachard)
Einstein’in söylediği rivayet edilen bir söz var; “İnsanlardaki
önyargıyı parçalamak benim atomu parçalamamdan daha zordur.”
Önyargısız mutlu günler dilerim…
http://www.urfanatik.com/onyargilarimizi-birakalim-makale,1361.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder